Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan "İstiklal Mahkemeleri"nde kaç kişi hakkında idam kararı verildi?
Son yıllarda bazı yazarlar "30 bin
kişinin idam edildiğini" yazıp çizerken hangi belgeye ve hangi
araştırmaya dayanıyorlar? Hemen yanıtlayalım: Hiçbir araştırmaya
dayanmıyorlar. Bu konudaki yazıların hiçbir kanıt ve belgesi yok.
"İstiklal Mahkemeleri" konusunda bugüne
dek yayımlanan en kapsamlı ve doyurucu araştırma İzmir Dokuz Eylül
Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ergün Aybars tarafından
yapılmıştır. Aybars'ın Ankara DTCF'de doktora tezi olarak hazırladığı
"İstiklal Mahkemeleri" adlı kitabında bu konuda TBMM arşivlerine dayalı
sayılar verilmektedir.
Aybars'ın belgelere dayanarak verdiği
listeye göre 1920 - 1922 yılları arasında 59 bin 164 sanık birinci
dönem İstiklal Mahkemeleri'nde yargılanmış, bu 59 bin 164 sanıktan 11
bin 744 sanık aklanmış, 41 bin 768 sanık çeşitli hapis cezalarına
çarptırılmıştır. 1920 yılı Ocak ayından 1922 yılı Temmuz ayına kadar
geçen sürede, çeşitli İstiklal Mehkemeleri'nce verilen idam kararları
1054'tür.
Çeşitli İstiklal Mahkemeleri'nce verilen
ve uygulanmayan idam cezası sayısı da 2.827'dir. Bu cezalar genellikle
asker kaçakları için verilen ve uygulanmayan kararlardır. İstiklal
Mahkemeleri tarafından görülen davalar arasında "casusluk, asker
kaçakçılığı, vatana ihanet, komünistlik, düşmanla işbirliği, ayaklanma"
gibi suçlar da bulunmaktadır.
Ankara İstikla Mahkemesi tarafından
haklarında ölüm cezası verilenlerin 28'i Rum ve Ermeni asıllıdır. Konya
İstiklal Mahkemesi, dört eşkıya, beş asker kaçağı, iki casus olmak
üzere 12 kişinin idamına karar verdi.
Konya İstiklal Mahkemesi, ayaklanmaya
karıştıkları gerekçesi ile 33 kişi hakkında idam kararı verdi. Samsun
İstiklal Mahkemesi Rum-Pontus ayaklanması nedeniyle 485 kişiyi ölüm
cezası ile cezalandırdı. Yozgat İstiklal Mahkemesi 56 kişi hakkında
ölüm cezası verdi. Birinci dönem İstiklal Mahkemeleri - Ankara İstiklal
Mahkemesi dışındakiler - 1921 yılı Şubat ayında kaldırıldı. İkinci
dönem İstiklal Mahkemeleri, asker kaçaklarının çoğalması ve kaçak
sayısının 39 bin 809'a ulaşması üzerine yeniden kurulup 1921 yılı
Ağustos ayında göreve başladılar.
1925 yılındaki "Şeyh Sait Ayaklanması"
sanıklarını yargılayan "Şark İstiklal Mahkemesi" 48 kişi hakkında idam
cezası verdi. Bu cezalardan 47'si infaz edildi. Şeyh Sait
Ayaklanması'ndan sonra süren ayaklanmalar nedeniyle, aynı mahkeme, 207
kişi hakkında daha idam kararı verdi. Bu kararlar infaz edildi. Mahkeme
213 işi hakkında da "gıyabi idam" kararı verdi, 2 bin 779 kişi de
aklandı.
Atatürk'e karşı düzenlenmek istenen
"İzmir suikastı" nedeniyle Ankara İstiklal Mahkemesi, İzmir'de 13,
Ankara'da da "İttihatçılar Davası" sonunda 4 kişiyi ölüm cezasına
çarptırdı. Ankara İstiklal Mahkemesi, soygunculuk, cinayet, ayaklanmaya
katılma gibi suç gerekçeleri ile 76 idam kararı verdi.
İstiklal Mahkemeleri "mahkeme"
sayılmazlar. Bunlar, savaş ve ihtilal dönemlerinde rastlanan
anti-demokratşk "infaz kurulları"dır.
Örneğin Fransa'da 1793 - 1794 arası
"Tribunal Revolutionaire" adı verilen İstiklal Mahkemesi, yalnız
Paris'te 2774 kişiyi idam cezasına çarptırdı; aynı yıl içinde Fransa'da
17 bin kişi hakkında ölüm cezası verildi, sokak ortasında
öldürülenlerle birlikte bu sayı 400 bine ulaştı.
Aynı acımasız çark 2. Dünya Savaşı'nda
da döndü. Alman işbirlikçisi "Vichy Hükümeti" Devlet Başkanı Mareşal
Philippe Petain ve Başbakan Pierre Laval, General De Gaulle'ün kurduğu
"yüce divan" tarafından ölüm cezasına çarptırıldılar. Petain'in cezası,
yaşam boyu hapis cezasına dönüştürüldü, Laval idam edildi. Binlerce
kişi "işbirlikçilik" suçuyla yargılandı, binlerce kişi sokak
ortalarında infaz mangaları tarafından öldürüldü.
Bunlar, demokrasinin ve hukukun anayurdu
Fransa'da, hem de 1940'lı yıllarda yaşanan acı olaylardır. Atatürk
dönemini bir de Fransa'da yaşanan bu olaylarla karşılaştırmak gerekir.
Kurtuluş Savaşı sırasında işbirlikçilik
yapanların bir kısmı 1924 yılında çıkarılan bir yasa ile bağışlanmış,
bir kısmı da "150'likler" listesine alınarak sınır dışı edilmişlerdir.
Sınır dışı edilen "150'likler"i bağışlamak için de 1938 yılında 3527
sayılı yasa çıkarılmıştır.
"İstiklal Mahkemeleri 30 bin kişiyi ipe
çekti" gibi dayanaksız suçlamalar ve yalanlarla da bu dönem ile ilgili
yorum yapılamaz. Atatürk dönemini öteki ülkelerde yaşanan olaylarla
karşılaştırmak gerekir. Hem bunu yapmak gerekir hem de çok partili
düzende neler yapıldığını anımsamak gerekir.
Yalnızca 12 Eylül döneminde 47 kişi
terör olaylarına karıştıkları nedeniyle idam edildi. 1961 yılında
başbakan, iki bakan; 1963 yılında bir kurmay albay, bir binbaşı; 1972
yılında üç genç ipe çekildiler. Son bir yıl içinde 30'u aşkın insan,
güvenlik güçlerince öldürüldü. 12 Eylül öncesinde 5300 kişi terör
olaylarında yaşamını yitirdiler. 1984 yılından bu yana Güneydoğu'da
öldürülenlerin sayısı ise - güvenlik görevlisi, sivil halk, PKK'lısı -
7000'i aştı.
"Atatürk düşmanları", olayları
vicdanlarında bir de bu açılardan değerlendirmelidirler. Tabi eğer
vicdan denen duygu kalmışsa!..
Kaynak : Uğur MUMCU - Cumhuriyet, 11 Kasım 1992 ( Uyan Gazi Kemal! )
0 yorum :
Yorum Gönder