Osmanlı
idare sisteminde eyaletler (beylerbeyilikler), sancaklara; sancaklar da
kazalara ayrılmıştı. Eyaletlere merkezden beylerbeyi adıyla bir
yönetici tayin edilirdi. Osmanlı yönetimi beylerbeyi eyalette tam hakim
konumda olmasın diye bölgenin mali işlerine bakan vilayet defterdarları
ile yargılamaya bakan kadıları beylerbeyinin emri altına vermemişti.
Kadılar, İstanbul'daki Anadolu veya Rumeli kadıaskerine; eyalet
defterdarları da merkezdeki başdefterdara tabiydiler.
YURTLUK-OCAKLIK SİSTEMİ
Osmanlı
döneminde bunlardan farklı olarak bir de yurtluk-ocaklık adı verilen
bir idari sistem vardı. Bu sancakların diğerlerinden farkı yönetimin
ırsi olarak bir ailenin elinde olmasıydı. Arap bölgelerinde, Gürcü
topraklarında ve Güneydoğu Anadolu'daki bazı sancaklarda idare bu
şekildeydi. Bu şekilde yönetimin tercih edilmesinin en önemli sebebi bu
bölgelerde bulunan büyük aşiret beylerinin nüfuzlarından faydalanılmak
istenmesiydi. Ancak bu sancaklar muhtar bir idare tarzına sahip
değillerdi. Herhangi bir disiplinsizlikte sancakbeyi azledilir, yerine
başkası tayin edilirdi. Ahaliye kötü davranan, devlete sadakatten
ayrılan, uygunsuz davranışlarda bulunan yöneticiler görevden
uzaklaştırılırlardı. Eğer devlete sadakatten ayrılmazlar ve kanunlara
uyarlarsa, kayd-ı hayat şartıyla, yani ömür boyu o sancağın
yöneticiliğini yaparlardı.
KÜRDİSTAN BEYLERİ
Osmanlı
döneminde Kürdistan beyleri diye anılan aşiret reislerinin bölgeleri
çok geniş bir coğrafya değildir. Kanunî'nin içinde Kürdistan ifadesi
geçen fermanından bir yıl sonraya ait imparatorluğun idari taksimatını
gösteren arşiv kayıtları elimizdedir. Metin Kunt tarafından yayınlanan
ve Kanunî Sultan Süleyman zamanında 1527'de Osmanlı İmparatorluğu'nun
idari taksimatını gösteren defterde (Topkapı Sarayı Arşivi, D 5246)
Vilayet-i Kürdistan denilen ve Kürt aşiret reisleri tarafından yönetilen
sancaklar şunlardı: Cizre, Bitlis Hısnkeyf (Hasankeyf), Siverek,
Çemişgezek, İmadiye, Mir Zahid Bey tarafından yönetilen sancak, Hizan,
Sason, Palu, Çapakçur (Bingöl), Eğil, Sincar, Atak (Silvan'ın kuzeyi),
Çermik, Hazzo, Zirkî (Metin Kunt, Sancak'tan Eyalete, s. 130-131.).
Bu
beylerden Cizre, Bitlis Hısnkeyf, Siverek, Çemişgezek, İmadiye beyleri
ile Mir Zahid Bey'in Kürdistan beylerinin büyükleri olduğu zikredilir.
Vilayet-i Kürdistan diye kastedilen yer de tek bir idari bölgeyi değil
Kürd beyleri tarafından yönetilen sancakları ifade etmek için
kullanılmıştır.
Osmanlı'nın
Kürdistan diye nitelendirdiği coğrafya görüldüğü gibi daha ziyade bir
kalesi olan aşiret beylerinin yönetimindeki bölgelerdir. Osmanlı
döneminde Diyarbekir, Urfa, Mardin gibi bölgeler merkezden gönderilen
valiler tarafından yönetilmiştir.
KÜRDİSTAN
Kürdistan'ın
Sultan Sencer döneminde idarî bölge olduğu söylenir. Bu bilgiyi veren
14. yüzyılda yaşayan Hamdullah Müstevfî'dir. Ancak Müstevfî, Sultan
Sencer'den yaklaşık iki asır sonra yaşamıştır. Sultan Sencer dönemine
ait kaynaklarda ise Kürdistan idarî bir bölge olarak geçmez.
Kürdistan
ismi Arapça "Arz-ı Ekrad" olarak ilk defa 10. yüzyılın ikinci yarısında
İbn Havkal'ın "Suretül-Arz" isimli eserinde geçer. İbn Havkal'ın
Kürtler'in yaşadığı yer olarak zikrettiği bölge ise İran'ın Cibal
bölgesidir. Yani Hemedan'ın doğusu, Urumiye'nin güneyidir. Bugünkü Irak
sınırındaki İran Kürdistan'ından Süleymaniye'ye kadar uzanan bir
bölgedir. Kürdistan isimlendirmesi idarî bir ad değil, coğrafî bir
isimlendirmedir. Bu konuda Adnan Çevik geniş bir araştırma
hazırlamaktadır.
İbn
Havkal'dan sonra 11. yüzyılda Kaşgarlı Mahmud'un haritasında da "Arz-ı
Ekrad" isminin geçtiği görülür. Kastedilen yine İran'dır.
OSMANLI DÖNEMİNDE KÜRD BEYLERİ MERKEZİN KONTROLÜ ALTINDA DEĞİL MİYDİ?
Osmanlı
döneminde ocaklık terimi çeşitli şekillerde geçer. En yaygın şekilde
idari teşkilat içerisinde rastlanan ocaklık statüsündeki sancakları
ifade eder. Ocaklık sancaklar hükümet ve yurtluk-ocaklık sancaklar olmak
üzere iki çeşittir. Fetih sırasında hizmeti görülen aşiret reislerine,
beylere çoğunlukla kendi toprakları olmak üzere bırakılan yerlerdir.
Orhan Kılıç'ın bu konuda araştırmaları vardır.
Hükümet
sancaklarda timar sistemi uygulanmaz. Sancak gelirinin tamamı idareci
olan beylere aittir. Yurtluk-Ocaklık sancaklarda ise timar sistemi
uygulanabilir.
Ocaklık
sancaklar, Bosna, Anadolu, Çıldır, Şam, Rakka, Bağdat, Basra, Tunus ve
Şehrizor gibi bölgelerde görülür. Bu sistem görüldüğü gibi sadece
Güneydoğu Anadolu'daki Kürd beylerine mahsus değildir. Ocaklık
sancakların sayısı zamana göre değişmektedir. Özellikle savaş
dönemlerinde aşiretlerin devlete bağlılığını artırmak için ocaklık
sancakların sayısı artırılmıştır.
Orhan
Kılıç, araştırmalarında ocaklık veya hükümet tipi sancakların devletin
merkezi kontrolünden uzak müstakil birimler olduğu kanaatinin yanlış
olduğunu söyler. Merkezi idare imparatorluğun diğer kısımlarında olduğu
gibi burada da ağırlığını her zaman hissettirmiştir. Bu sancakların her
biri merkezden atanan bir beylerbeyinin emri altındadır.
0 yorum :
Yorum Gönder